22 Ekim 2013 Salı

taşındım:)

bundan sonra gezi yazılarını hilalle.wordpress.com' dan paylaşacağım. sevgiler...

20 Ekim 2013 Pazar

stratford upon avon/ shakespeare' in memleketi:)



İngiltere'nin en önemli simalarından biri, malum, shakespeare. Onun yaşadığı yerlerle ilgili bir tanıtım filmi izledim geçenlerde. Birkaç haftadır görmek istiyordum. Dün nasip oldu gittik. Stratford upon avon bizim bulunduğumuz yere 18 mil uzaklıkta güzel bir yerleşim yeri.
Shakespeare'in doğduğu ev, annesinin, eşinin evi, kullandığı son ev müze haline getirilmiş. İlk fotoğraf doğduğu ev. Giriş ücretleri fazla geldiği için (ailecek girmek için 59 pound istiyorlar) dışarıdan görmekle yetindik. yine de güzel bir gezi oldu.


Burada ufacık dükkanlar sıralanmış. içlerinde çok fazla ürün yok.
çoğu hediyelik eşya satıyor ama keyifle gezebilirsiniz



Bu da Shakespeare'in evinin bahçesinden bir kare










 bu adamcağız böyle duruyor. oturur pozisyonda nasıl o kadar durabildi hayret ettim doğrusu. üç saat sonra dönerken aynı yerindeydi.

 yine güzel çiçekler


 şehrin merkezinde bir kanal var isterseniz burada kayık kiralanmanız ya da kanal boyu düzenlenen turlara katılmanız mümkün












17 Ekim 2013 Perşembe

Kurban bayramı ve andıkça yandığımız topraklar




Zilhicce ayının girmesiyle yine o diyarın hasreti düştü gönlümüze. 
Bu fotoğraflar bir sene önceki umre ziyaretinden.
ilk üç fotoğraf Uhud dağından.





Burası da Harem-i Şerif. Medine-i Münevvere





 

Osmanlı'dan kalan tren istasyonu


                                         
                                              Ravza-ı Mutahhara'nın kıbleye bakan tarafı


selam kapısı

                                         
 Medine'nın şehir yapısını anlatan bir maket



Peygamber Efendimizin eşi Sevde ve Ayşe validelerimiz için yapılan odalar




Ve Kabe-i Muazzama





 Allah, an karîbi'z- Zaman, helal mal ve uygun refîk ile oralara gitmeyi, salimen ve ganimen dönmeyi nasip etsin...

leamington spa


İlk yazıda bahsettiğim Royal Leamington Spa. 
Burayı çok sevdim. Sık gitmeyi umuyorum. Etrafı klasik İngiliz evleriyle çevrili.
 İngiltere'de yolculuk ederken yeşile doyuyorsunuz zaten ama burası mimarisiyle de göz alıyor.









Burada çevre düzenlemesi çok güzel yapılmış her yer çiçeklerle renklendirilmiş.
 İşte onlardan biri. 



Her yerleşim yerinde büyük bir kilise oluyor. Pazar gunleri halka açık ayinleri var. içini görmek için girdiğimizde koro çalışması vardı. İnsanları etkilemek için müziği sıkça kullanıyorlar. Aklıma gayri ihtiyari bizim camii musikisi geldi:) 


Oldum olası kiliselerin içlerini iç karartıcı bulmuş, acaba onlar da bizim Camiilerimiz için aynı şeyi hissediyorlar mıdır diye düşünmüşümdür. Fakat burada kiliseler çok fonksiyonel. dil dersleri alabiliyorsunuz, dinlenmek için girebiliyorsunuz. içeride muhakkak sizinle yakından ilgilenen bir görevli oluyor. coventry'deki Holy trinity church'un girişinde isterseniz ayinleirmize katılın, isterseniz dinlenmek için gelin, isterseniz şöyle bir uğrayın samimi bir karşılama bulacaksınız yazıyordu.
Kilisenin hemen yanında doğal bir park var. buranın sahipleri zamanında bizim deyimimizle vakfetmişler arazilerini. oldukça büyük bir yer. biz bundan sonra bitiyordur herhalde diye döndüğümüzde aslında bir o kadar daha arazi olduğunu gördük haritadan.




Şansımıza hava çok güzeldi. hava güzel oluınca insanlar böyle uzanıyorlar çimlere. haklılar ne demeli burada güneş yüzünü az gösteriyor.




Burada insanlar adlarını belli bir miktar karşılığında bu koltuklara yazdırmışlar. İn the memory of.... diye başlayarak hayatı hakkında kısacık bilgiler veriliyor.